150 bin sivilin öldürüldüğü iç savaşı Türkiye bitirecek
Türkiye küresel diplomasinin merkez üssü konumunu kalıcı hale getirmek için tarihi adımlar atmaya devam ediyor. Batı'nın sömürgeci anlayışı yerine Afrika kıtasıyla "kazan-kazan" ilkesine dayalı güveni ve insanı öncelikleyen bir ilişki kuran Türkiye bunun meyvelerini de toplamaya başladı. Somali ile Etiyopya liderleri, 11 Aralık akşamı Külliye'de bir araya gelerek imzaladıkları Ankara Anlaşması'yla aralarındaki liman ve toprak bütünlüğü gerginliğini sona erdirip Türkiye'nin arabuluculuğuna duyulan güveni de tescillemiş oldu. Türkiye bu kez Afrika'nın en fakir ülkelerinden biri olan Sudan'da iki yıldır süren iç savaş ve beraberinde gelen açlık ve kıtlığı kalıcı barışla sona erdirmek için kolları sıvadı. Süreç Başkan Erdoğan'ın Sudan Genelkurmay Başkanı General Abdulfettah El-Burhan ile 13 Aralık'ta telefonla görüşerek Sudan yönetimi ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında arabuluculuk için devreye girmeyi önerdi. BAE, Sudan'da ülkeyi fiilen yöneten Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) ile çatışan paramiliter grup Hızlı Destek Güçleri'ne (RSF) silah desteği sağlamakla suçlanıyor.
Sudan Genelkurmay Başkanı General Abdulfettah el- Burhan'ın, ülkedeki "dünyanın en kötü insani krizi"ne yol açan çatışmaları bitirmek için, Türkiye'nin arabuluculuk teklifini kabul ettiği bildirildi. BAE, Türkiye'nin "Sudan'daki devam eden krizi çözmek" için yaptığı "diplomatik çabaları" memnuniyetle karşıladığını açıklamıştı. Dışişleri Bakanlığı, "BAE, Sudan'daki çatışmayı sona erdirmek ve krize kapsamlı bir çözüm bulmak için Türkiye'nin çabaları ve tüm diplomatik girişimleriyle işbirliği yapmaya ve koordinasyon sağlamaya tamamen hazır" açıklamasını yaptı. İlk somut adım da Dışişleri Bakan Yardımcısı Burhanettin Duran'ın Port Sudan'a yaptığı ziyaretle atıldı. Duran ziyarette, Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah El-Burhan, Sudan Dışişleri Bakanı Ali Yusuf El-Şerif ile Maliye ve Ekonomik Planlama Bakanı Cibril İbrahim tarafından kabul edildi. Muhataplarıyla ikili ilişkileri ve Sudan'daki son durumu ele alan Duran, Türkiye'nin ülkedeki sorunların barışçıl şekilde çözülmesine sağlayabileceği katkıların yanı sıra teknik ve insani yardım konularında da istişarelerde bulundu. Heyetler arası görüşmeyle de kalıcı barışın sağlanması için atılacak adımlar masaya yatırıldı. Türkiye'nin her iki tarafla da güvene dayalı dengeli ilişkileri arabuluculuk şansını artırıyor. Ankara'nın bölgedeki insani yardım faaliyetleri de güvenilirliğini pekiştiriyor. Diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin "kardeş" Sudan'da barış için her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduğunu söyledi.
BARIŞIN ANAHTARI LİDER DİPLOMASİSİ
Başkan Erdoğan'ın uluslararası krizlerde oynadığı arabulucu rol, küresel ölçekli sorunların çözümüne katkı sağladı. Türkiye sorunların çözümünde anahtar ülke konumuna geldi. Yapıcı diplomasi faaliyetleriyle bölge istikrarına katkı sağlayan Türkiye pek çok krizin çözümünde öncü unsurlardan biri olmayı başardı. Rusya-Ukrayna savaşı, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi, Suriye, Libya gibi kriz bölgelerinde etkili bir diplomasi yürüten Türkiye, Somali ile Etiyopya'yı Ankara'da barıştırdı.
TİKA OFİSİ VE ZİRAAT
BANKASI AÇILACAK PORT Sudan'da faaliyetlerini sürdüren Türkiye'nin Hartum Büyükelçiliği'nin yanı sıra Sudan'da Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ofisinin kurulması ve Ziraat Katılım Bankası şubesinin açılması da ziyaret gündeminde yer aldı.
KITLIK VE İÇ SAVAŞ 11 MİLYON KİŞİYİ YERİNDEN ETTİ
Sudan'da ülkeyi fiilen yöneten Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) ile paramiliter grup Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasında iç savaş yaşanıyor. BAE, paramiliter grup Hızlı Destek Güçleri'ne (RSF) silah sağlamakla suçlanıyor. BM, Sudan'da iki yıldır devam eden çatışmaların dünyadaki en kötü insani krize yol açtığını söylüyor. Ülkede kıtlık yayılmaya devam ediyor ve şimdiden 11 milyondan fazla kişi yerlerinden edildi. Çatışmalar nedeniyle, hayatını kaybeden kişi sayısının kaydı tutulamadı. Mayıs ayında, ABD'nin Sudan özel temsilcisi Tom Perriello, bazı tahminlere göre 150 bin kişinin öldüğünü söyledi.
ALTIN MADENLERİNİN KONTROLÜ KİMDE?
HIZLI Destek Güçleri'nin (RSF) kökenleri, Darfur'da savaşan Cancavid milislerine dayanıyor. Eski Devlet Başkanı Ömer El-Beşir, 2013'te bu grubu yarı resmi bir güce dönüştürdü. General Dagalo liderliğindeki RSF, zamanla Yemen ve Libya'daki çatışmalara katıldı. Grup, Sudan'ın altın madenlerinin kontrolünü ele geçirdi. RSF, bugün 100 bin kişilik bir güce ulaştı. Örgüt, modern silahlar ve İHA'larla donatıldı.
TÜM BÖLGEYİ ETKİLİYOR
Sudan'daki iç savaş, tüm bölgeyi etkiliyor. Komşu ülkelere büyük bir mülteci akını yaşanıyor. Çatışmalar bölgesel ticaret yollarını kesintiye uğratıyor. Savaş, Afrika Boynuzu'ndaki istikrarsızlığı artırıyor. Mısır ve Etiyopya gibi komşu ülkeler güvenlik endişesi yaşıyor. Kızıldeniz'deki deniz ticareti olumsuz etkileniyor. Bu nedenle bölge ülkeleri, Türkiye'nin arabuluculuk girişimini destekliyor.
TÜRKİYE GİBİ BİR KARDEŞ VE DOSTA İHTİYACIMIZ VAR
SudanDışişleri Bakanı Ali Yusuf, Abdulfettah El-Burhan'ın, paramiliter güçlerle ordu arasındaki çatışmaları bitirmek için Türkiye'nin teklifini kabul ettiğini duyurdu. Yusuf, "Sudan'ın Türkiye gibi kardeşlere ve dostlara ihtiyacı var" dedi ve "girişimin Sudan'da barışın sağlanmasına yol açabileceğini" sözlerine ekledi.
İÇ SAVAŞ NASIL BAŞLADI?
Sudan, Afrika'nın üçüncü büyük ülkesi ve jeopolitik açıdan önemli bir bölgede. Karmaşık siyasi ilişkileri ve iç içe geçmiş güvenlik sorunları bulunan, yedi ülkeyle sınır komşusu olan Sudan'da 2019'da Devlet Başkanı Ömer El-Beşir'in devrilmesinin ardından yaşanan gerilimli süreç devam ediyor. 30 yıldır iktidarda olan El-Beşir'in devrilmesinin ardından sivil halk demokrasi talebini sürdürdü. 2021'de Sudan Silahlı Kuvvetleri Başkanı General Abdulfettah El-Burhan yönetime geçti. Hızlı Destek Güçleri'nin (RSF) lideri General Mohamed Hamdan Dagalo da bu süreçte ona yardım etti. Ancak iki lider, iktidarı nasıl paylaşacakları ve RSF'nin gelecekteki rolü ve finansmanı konusunda anlaşmazlık yaşadı. 15 Nisan 2023'te gerginlik başkent Hartum'dan başlayarak iç savaşa dönüştü. Sudan Silahlı Kuvvetleri, Suudi Arabistan ve Mısır'dan askeri destek alıyor. Ordu aynı zamanda İran'dan silah temin ediyor. Hızlı Destek Güçleri ise BAE'nin yanı sıra Çad, Libya ve Güney Sudan'dan destek görüyor.
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."